Söz Sanatları (Edebi Sanatlar)
1-Teşbih (Benzetme)
- Aralarında çeşitli yönlerden ilgi bulunan iki şeyden zayıf olanın güçlü olana benzetilmesidir.
Sen de mi bir mum gibi eriyip söneceksin
Söyle gülüm, ülkeme ne zaman döneceksin
Nurullah Genç
*Bu dizelerde şair, sevgilisinin kendisine dönmediğini ve unutulmaya başladığını anlatmak için sevgilisini eriyip sönen bir muma benzetmiştir.
Benzetme Unsurları
a-Benzeyen : Nitelik bakımından güçsüz olan unsuzdur.
b-Kendisine Benzetilen: Nitelik bakımından güçlü olan unsurdur.
c-Benzetme Yönü: Benzeyen ve kendisine benzetilen arasındaki ortak noktadır.
d-Benzetme Edatı: Benzeyenle kendisine benzetilen arasındaki ilgili kuran sözcük veya ektir.
Bin atlı, akınlarda çocuklar gibi şendik
Yahya Kemal Beyatlı
- Benzeyen: bin atlı
- Kendisine benzetilen: çocuklar
- Benzetme yönü: şen olmak (neşeli olmak)
- Benzetme edatı: gibi
**Bu benzetme ögelerinin tümünün bulunduğu benzetmelere ayrıntılı benzetme denir.
Ruhu bir testere gibi keser, yalnızlık
- Benzeyen: yalnızlık
- Kendisine benzetilen: bir testere
- Benzetme yönü: keser (keskin olması)
- Benzetme edatı: gibi
2-İstiare (Eğretileme)
- İstiare benzetmedir ancak istiarede benzetme yönü ve benzetme edatı kullanılmaz. Benzeyen ya da kendisine benzetilen unsurlardan yalnızca biri kullanılarak yapılır.
İstiare Çeşitleri
a-Kapalı İstiare:
Yalnızca benzeyenle yapılan istiaredir.
İçimde damla damla bir korku birikiyor
Sanıyorum her sokak başını kesmiş devler
Necip Fazıl Kısakürek
*Bu dizelerde benzeyen “korku” söylenmiş ancak kendisine benzetilen “su” söylenmemiştir. (damla damla birikiyor)
Can kafeste durmaz uçar
Can, kuşa benzetilmiş ancak “kuş” şiirde kullanılmamıştır.
b-Açık İstiare:
Yalnızca kendisine benzetilenle yapılan istiaredir.
Azrailin gelir kendi, ne ağa der ne efendi
Sayılı günler tükendi, yolun sonu görünüyor
*Bu dizelerde ömür, yola benzetilmiş, benzeyen ömür söylenmemiş, kendisine benzetilen yol söylenmiştir.
Bir hilal uğruna ya Rab ne güneşler batıyor
*Şehit olmak, güneşin batmasına benzetilmiştir. Benzeyen “şehit olmak” şiirde belirtilmemiştir.
3-Mecaz-ı Mürsel (Ad Aktarması)
- Bir sözün benzetme amacı olmadan başka bir söz yerine kullanılmasıdır.
Karşıki görülen yapraklı dağlar
Hastanın halinden ne bilsin sağlar
*”Yaprak” sözüyle “ağaç” söylenmek istenmiştir.
Hani üşürdün ya kış geceleri
Alev alev yanan sobaya inat
Titrerdi için
*”Soba” söylenerek içindeki “odun-kömür” anlatılmak istenmiştir.
4-Teşhis (Kişileştirme)
- İnsan dışındaki varlıklara, insana ait özelliklerin aktarılmasıdır.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Sezai karakoç
*Çiçeğe gurur özelliği verilmiştir.
Ağaç çok sevdi çocuğu
Öperdi altın saçlarından
Dudakları olsaydı
Arif Nihat Asya
*Ağaca sevme özelliği verilmiştir.
5-İntak (Konuşturma)
- İnsan dışındaki varlıkların konuşturulmasıdır.
Ben gülüm, ben karanfil, ben de yasemin diyor
Renk renk kokularla çiçekler
Cahit Sıtkı Tarancı
*Çiçekler konuşturulmuştur.
6-Mübalağa (Abartma)
- Sözün etkisini güçlendirmek için bir şeyin olduğundan çok az ya da çok fazla gösterilmesidir.
Yıllardır sevdiğim el oldu gitti
Tutuştu yüreğim kül oldu gitti
Gözlerimin yaşı sel oldu gitti
Zülfünden bir köprü kurduramadım
Aşık Mahzuni Şerif
Aramazdık gece mehtabı yüzün parlarken
7-Kinaye (Değinmece)
- Bir sözün mecaz anlamı kastedilerek hem gerçek hem de mecaz anlama gelecek şekilde kullanılmasıdır.
Derdim bana derman imiş bilmedim
Hiçbir zaman gül dikensiz olamaz
*Gülün dikensiz olmaması hem gerçek anlamda hem de insanın dertsiz olmaması anlamında kullanılmış.
Ne de olsa kışın sonu bahardır
Bu da gelir bu da geçer ağlama
Aşık Daimi
*Kışın sonu gerçek anlamda da bahardır ve burada her derdin sonunda mutluluk vardır anlamı da verilmiş.
8-Tezat (Karşıtlık)
- Aynı konu ile ilgili karşıt kavramların ya da özelliklerin bir arada kullanılmasıdır.
Hayat bir ölümdür, aşk bir uçurum
*Hayat ve ölüm karşıt kavramlardır.
Lambada titreyen alev üşüyor
*Alev ve üşümek karşıt kavramlardır.
9-Tenasüp (Uygunluk)
- Aralarında anlamca ilgi bulunan sözcüklerin bir arada kullanılmasıdır.
Poyraz var
Yelken dolar
Gemi sanki kanatlı
Enginlerde pembe güneş
Gülümserken bu yolculuk ne tatlı
Poyraz, yelken, gemi, engin kelimeleri denizcilikle ilgili kelimelerdir.
İmrenirim arıya
Petek petek balı var
Konduğu çiçeklerin
Pembesi var, alı var
Arı, petek, bal, çiçek kelimeleri birbiri ile ilgilidir.
10-Telmih (Anımsatma)
*Şiirde anlatılanların herkes tarafından bilinen tarihi olay veya kişilerle ilişkilendirilerek verilmesidir. Yani şiirde tarihi bir olay ya da kişinin hatırlatılmasıdır.
Gitmek istediğin yer Kızıldeniz’se gülüm
Git öyleyse Musa’nın iziydi terk ettiğin
*Kızıldeniz ve Musa kelimeleri ile Hz. Musa’nın Kızıldeniz’i asasıyla ikiye bölmesi hatırlatılmış.
Şuh Şirin’ler yüzünden dağ delen Ferhat’lar,
Aslıhan’lardan yanan Âşık Kerem’ler görmüşüz.
*”Ferhat ile Şirin” ve “Kerem ile Aslı” hikayeleri hatırlatılmıştır.
11-Tevriye (Çift Anlam)
- Birden fazla anlamı olan bir kelimenin yakın anlamının söylenerek uzak anlamının kastedilmesidir. Tevriyede kelimenin bütün anlamları gerçek anlamdır ancak yakın anlam söylenip uzak anlam kastedilir.
Bulutlar kararırsa çöl yağmura kanar mı
Mecnun oldum uğruna o yar beni anar mı
*”Kanar” (kanmak) sözcüğü çölün yağmura doyması, su ihtiyacını karşılaması anlamında kullanılmış ancak aldanmak, inanmak anlamı kastedilmiştir.
Rüzgar kırdı dalımı ellerin günahı ne
Ben yitirdim yarimi yolların günahı ne
“Eller” sözcüğü ile organ olan el söylenip yabancılar anlamı kastedilmiştir.
12-Tecahül-i Arif
(Bilip de bilmezlikten gelmek)
- Bilinen bir gerçeğin bilinmiyormuş gibi söylenmesidir.
Eylül mü sen misin büken boynumu
Uçuşan yapraklar göçen kuşlar mı
Sildirmez gözümden ömür sonumu
Ey bahar bir daha çağın başlar mı
Hasan Akçay
*Şair ilk iki dizede hüznünün sebebini bildiği halde bilmiyormuş gibi davranıyor. Son iki dizede gençlik günlerinin bir daha yaşanmayacağını bildiği halde bilmiyormuş gibi davranıyor.
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Attila İlhan
13-Hüsn-ü Talil
(Güzel nedene bağlama)
- Bir olayın asıl gerçekleşme nedeninin dışında hayali ve güzel bir nedene bağlamaktır.
Güneş kaybolunca tepelerin ardından
Yalnız kalmasın diye bu zavallı aşık
Akşam, gelir odama kapımı vurmadan
Kolları zifiri karanlığa bulaşık
Aşık Ömer
*Güneş battıktan sonra akşamın olması doğal bir durumdur ancak şair akşamın gelişinin aşığı yalnız bırakmamak için olduğunu söylemektedir.
Kırlarda çiçekler hep boyun büktü
Ağaçlar hüznünden yaprağın döktü
Akşam bile şehre erkenden çöktü
Sen gittin sevgilim düzen değişti
Ömer Bedrettin Uşaklı
*Çiçeklerin boyun bükmesi, ağaçların yaprağını dökmesi, akşamın olması gibi doğal olaylar sevgilinin gidişine bağlanmıştır.
14-İstifham (Soru Sorma)
- Anlatılan duyguyu daha güçlü şekilde vermek için soru sorulmasıdır. Ancak bu, cevap beklenmeyen bir sorudur.
Göz gördü gönül sevdi ey yüzü mahım
Kurban olam var mı bunda bir günahım
Nahifi
Yıllar var ben onu hiç unutmadım
O beni sorar mı hatırlar mı ki?
Büsbütün silinip gitti mi adım?
Gönlünün vefası bu kadar mı ki?
Orhan Seyfi Orhon
15-Tariz (Dokundurma)
- Eleştirmek, alay etmek, dalga geçmek gibi amaçlarla bir sözün, tam tersinin kastedilerek söylenmesidir.
Üçkağıtçı düzen geçip gitmeden
Her ocakta üç-beş baykuş ötmeden
Çabuk “Devlet malı deniz” bitmeden
Doğmaya gayret et, doğmaya bebek
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek
Abdurrahim Karakoç
*Şair bu dizelerde söylediği düşünceye sahip olanları aslında eleştirmektedir.
Sendeki bilgiyi koysan bardaklar doldurur
Saksıya koysan billahi çiçeği soldurur
16-Tekrir (Tekrar)
*Şiirde bir kelime ya da bir kelime grubunun tekrarlanmasıdır.
Ne hoş ey Tanrım, ne hoş
İller, göller, kıtalar aşmak
Ne hoş deniz deniz dolaşmak
Düşünceler gibi başıboş
Orhan Veli kanık
17-Nida (Seslenme)
*Şiirde duygu ve heyecanların hissettirilmesi için “ey, hey” gibi seslenmelerin kullanılmasıdır.
Ey karanlık gecelerin karanlık gözleri
Ey aydınlanmaz yarınların sabahları
18-Terdit (Şaşırtma)
*Sözü okuyucunun beklemediği bir şekilde bitirerek onu şaşırtma sanatıdır.
Mesele şu ki
Bursa iyi, Bursa güzel
Bursa için destan yazılır
Bursa için iğneyle kuyu kazılır
Fakat yalan
Dişin mi ağrıyor?
Çek kurtul
Başın mı ağrıyor?
Bir çeyreğe iki aspirin
Verem misin?
Üzülme onun da çaresi var
Ölür gidersin.
19-Rücû (Geriye Dönüş)
*Bir düşünceyi daha güçlü anlatmak için, söylenen sözden döner gibi davranmaya denir. Bunun için “hayır, yok, öyle değil” gibi ifadelerden faydalanılır.
Bir şarkıdır söylediği
Mavi bir sevda şarkısı
Hayır, mavi değil
Ela bir şarkıdır söylediği
Biter yalancı nefes, tükenir sahte soluk
Yok, bitmez asıl burada başlar yolculuk
20-Leff-ü Neşr (Toplayıp Dağıtma)
Genellikle beyitlerde, birinci dizede en az iki şey söylenip ,ikinci dizede bunları açıklayan, anlamca bunlarla ilgili olan başka kavramların kullanılmasıdır.
Ben dağlara meftunum sen denizlere hayran
Çeker dalgalar seni beniyse büyüler orman
Muaalim Naci
*Birinci dizede dağlar ve denizler sözcükleri ikinci dizede onlara karşılık gelen dalga ve orman sözcükleri kullanılarak leffüneşr sanatı yapılmıştır.
Biz denizde kaptan, ovada çiftçi, şehirde esnaf olan
Biz gemi yürüten, tarla süren, alışveriş yapan
*Birinci dizede söylenenlerin karşılıkları, ikinci dizede aynı sırayla açıklanmıştır.
21-Tedric (Derecelendirme)
*Kavramların derece derece azalan veya çoğalan bir sırayla söylenmesidir.
Geçsin günler, haftalar
Aylar, mevsimler, yıllar
Zaman sanki bir rüzgar
Ve bir su gibi aksın
Enis Behiç Koryürek
Evin bana uzak, semtin yabancı, şehrinse düşman
Ah aşkınla kor olan kalbim şimdi nasıl da pişman
22-Cinas
*Sesteş sözcüklerin bir arada kullanılmasıdır.
Sahici mi o elinde tuttuğun kartal kanadı
Sen tuttun acıdan benim ellerim kanadı
Turgut Uyar
Kısmetindir gezdiren yer yer seni
Arşa çıksan da bu akıbet yer yer seni
23- İrsal-i Mesel (Atasözü Söyleme)
*Söylenen düşüncenin inandırıcılığının artması veya pekiştirilmesi için atasözü veya o değerde bir sözün söylenmesidir.
“Balık baştan kokar.” bunu bilmemek
Seyrani gafilin ahmaklığından
Bed asla necabet mi verir hiç üniforma
“Zerdüş palan ursan eşek yine eşektir.”
24-Akis (Çaprazlama)
*Bir dize veya cümlenin içindeki sözleri ters çevirerek söylemektir.
Didem ruhunu gözler, gözler ruhunu didem
Kıblem olalı kaşın, kaşın olalı kıblem
İzmir’in denizi kız, kızı deniz
Sokakları hem kız hem deniz kokar
25-Leb Değmez (Dudak Değmez)
*Şiirde dudak ünsüzlerinden “b,p,m,v” harflerini kullanmadan yapılan sanattır. Bu harfler şiirde kullanılmadığı için, şiiri okurken dudaklar birbirine değmez.
El ettiler, turnalara kazlara
Dağlar yeşillendi, döndü yazlara
Örnekleri iyi geçir elekten
Zihnin zehirlenir gözden, kulaktan
Çalışan karlıdır kuru dilekten
Yatanlar ölüdür, diri değildir
26-Aliterasyon (Ses Tekrarı)
*Şiirde aynı harfin sıklıkla tekrarlanmasıdır.
Sev seni seveni yer ile yeksan ise
Sevme seni sevmeyeni Mısır’a sultan ise
*Dizelerde “s” harfi sıklıkla tekrar edilmiştir.
Eylülde melul oldu gönül soldu da lale
Bir kaküle meyletti gönül geldi bu hale
*Dizelerde “l” harfi sıklıkla tekrarlanmıştır.
Alıntı: Çözüm Yayınları /Eğitim Vadisi Yayınları PDF Edebiyat kitabı